12 Ekim 2014 Pazar

Kandil'in Alman İstihbaratı ile İlişkisi

http://www.yenisafak.com.tr/gundem/iranin-ocalani-tasfiye-plani-691815

11 Ekim 2014, Yeni Şafak:

İran'ın Öcalan'ı tasfiye planı

Kandil'in Kobani provokasyonlarının hemen öncesinde, İran ve Alman istihbarat birimleri ile yoğun bir temas kurduğu belirlendi. İran istihbaratının dış operasyonlarını yürüten Kasım Süleymani, geçen hafta Kuzey Irak'ta Kandil yönetimi ile bir araya geldi. İstihbarat birimleri, BDP'lilerin sokağa dökülmesi için kurulan ekipteki 11 kişiyi tespit etti.


(...)

İSTİHBARAT KURUMLARI İLE DANS


Güvenlik birimlerinin 11 kişiyi tespit ettiği, kalanlar içinseçalışmaların sürdüğü öğrenildi. IŞİD'in Kobani'yi hedef alması üzerine Ankara PYD ve HDP ile görüşme trafiği başlatmışken, Kandil'in Alman ve İran istihbarat birimleri ile ilginç bir iletişim ağı içine girdiği öğrenildi. 9 Eylül ve 1 Ekim'de iki kez Alman istihbaratıyla görüşen Kandil'e Suriye'deki PYD kontrolündeki 3 kantonda siyasi destek sözü veren Alman yetkililerin 9 Eylül'deki ilk görüşmelerinde 'Gezide neden sokağa çıkmadınız?', 'Öcalan'la daha önce Avrupa İnsan Hakları temsilcileri aracılığı ile iletişim kurabiliyorduk. Hükümet bu kanalı ortadan kaldırdı. Siz sağlıklı iletişim kurabiliyor musunuz?', 'AK Parti gibi muhafazakar bir partinin sorunu çözeceğine inanıyor musunuz?' sorularına yanıt aradıkları ardından 1 Ekimdeki iki görüşmede ise 'Sokağa çıkın!' siparişinde bulundukları kaydedildi. (...)


Yazının  kalanı için link:

''Almanya'dan gelen 5 kişi''

Eker, Diyarbakır'a Almanya'dan gelen 5 kişinin, çocuklara lastik yaktırıp haber yapmaya çalışırken yakalandığın, şu anda gözaltında olduklarını söyledi:

http://www.yenisafak.com.tr/gundem/diyarbakirda-5-provokator-yakalandi-691936

12/10/2014 Yeni Şafak:


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kanal 24'te "Ankara Masası" programındagündeme ilişkin soruları yanıtladı.Kobani konusunda ciddi bir kaos planı olduğuna işaret eden Bakan Eker, amacın Kobani olmadığını ifade ederek, "Amaç gerçekte çözüm sürecini sonlandırmak" dedi.Eker, son iki yılda Diyarbakır'a çok sayıda turist gelmeye
başladığına işaret ederek, şunları kaydetti:"Diyarbakır'ın kültür varlığını, tarihi mekanlarını keşfettiler. İşletmeler memnun, gelen insanlar memnun. Ama bu huzur ortamından rahatsız olanlar insanların o bölgeye gelip yatırım yapmasını engellemek, esnafın işini büyütmesini engellemek isteyenler aslında barış ortamını zehirlemeye çalışıyorlar. Kobani'de IŞİD zulmetti. Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir husustur. Kobani'de öldürülen Kürt, Diyarbakır'da öldürülen de Kürt. Kendinden olmayana asla tahammül edemiyorlar. Ambulansları yaktılar, kamuya ait binaları, elektrik, telefon tesislerini yağmaladılar."

"Almanya'dan gelen 5 kişi gözaltında"

Eker, Diyarbakır'a Almanya'dan gelen 5 kişinin, çocuklara lastik yaktırıp haber yapmaya çalışırken yakalandığın, şu anda gözaltında olduklarını söyledi. Türkiye'nin en önemli sorununu çözmesinden rahatsız olan içeride bağlantılı uluslararası bir akıl ve plan olduğuna dikkati çeken Eker, "Ortadoğu'daki yüz yıllık sorunların çözümünü istemeyenler içerideki bağlantılarıyla hareket ediyor" dedi.

Yazının devamı için link:

http://www.yenisafak.com.tr/gundem/diyarbakirda-5-provokator-yakalandi-691936

11 Ekim 2014 Cumartesi

DEMİRTAŞ VE ALMANYA!

Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler'in ''Öcalan ve Demirtaş'' adlı yazısından,
 10 Ekim 2014 Cuma: http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2014/10/10/ocalan-ve-demirtas


''PKK'nın yapısı IŞİD'e çok benzer!
Çok karışıktır! Hatta daha da karışıktır!
Amerika, İngiltere ve Almanya, PKK'nın içinde çok büyük oranda söz sahibidir!
İsrail, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerin de etkisi vardır! Bütün bu aktörlerin PKK içinde operasyon yapmaya gücü vardır! Yapı budur!''

''Demirtaş, ALMANYA'nın emri ile Doğu'da köy köy, kasaba kasaba gezerek "BARIŞ SADECE ÖCALAN'LA OLMAZ!" diye anlattı! Beklediği desteği bulamayınca perde önünde Öcalan'la, perde gerisinde ise Almanya ile çalıştı!
Öcalan, Demirtaş'ın çalışmalarını kendine bağlı bir ekiple not ettirdi! MİT de saniye saniye izledi! Son olaylara böyle bakmanda büyük yarar var!''

''Demirtaş, DOĞU'ya gelen bütün BND ajanlarıyla oturup konuştu!
Görüştü! Gelenlerin hepsi ALMAN VAKIFLARI kimliğiyle geldi tabii!'' 

'' Heinrich Böll, Berghof, Friedrich Ebert VAKFI adına çok kişi geldi! Amaç ÇÖZÜM SÜRECİNİ bitirmekti!
Öcalan da, onun ekibi de biliyordu bütün bunları! Askerler de!  '' 

''  İstihbarat bunları biliyor mu peki?
Elbette! MİT'in bilmemesi mümkün değil! Ama neden engellenmediğini ben anlamış değilim! Bunlardan biri Amerika'ya gelse ve sizin orada yaptıklarının binde birini yapsa bir daha bu ülkeye hayalinde bile giremez! Ama ne hikmetse sizde ellerini kollarını gezip dolaşıyorlar!  '' (Burada Eski Türkiye sisteminin aşılamadığını görüyoruz, şu linkin Ülkemizde, Almanların, aydın ve devlet adamı cinayetleri ve ‘bir yandan halk bir yandan devlet’ olmak zorunda kalan halkımız kısmına bkz: http://almanyanotlar.blogspot.com.tr/2014/08/almanlarn-dinleme-skandal.html  )

''  Kim bu yahu?
Claudia Roth! 
 Siyasetçi değil mi?!Neredeee! BND'nin en önemli isimlerinden biridir! Çok etkili ve önemlidir! Kürtler için çok kritik bir isimdir! Dikkatli bakarsan Türkiye karşıtı her eylemin içindedir! Eğer "tesadüf" diye yorumlamazsan son olaylardan önce deDOĞU'ya geldiğini görürsün!
Ama neden önlenmediğini ben açıkça bilmiyorum! Bir nedeni olmalı! Dediğim gibi böyle biri Amerika'ya gelse ve değişik eyaletlerde buna benzer işler yapsa nasıl gönderildiğini anlamaz bile! ''

''NOT 1: Unutmazsak hata yapmayız!
6 Ekim: Alman Yeşiller Partisi Milletvekilli ve Parlamento Başkan Yardımcısı Claudia Roth, Kobane-
Suruç sınırında birçok ziyaret gerçekleştirdi. Roth, "Kürtler üç yıldır toprakları için direniyor" dedi. Roth'un yanında HDP ve DTK temsilcileri vardı.
7 Ekim: Selahattin Demirtaş, eylem çağrısı yaptı ve "Kobani için sokaklara çıkın" dedi.
8 Ekim: 
60 ilde olaylar yaşandı. İlk gün 24 kişi hayatını kaybetti, 100 kişi yaralandı...''


http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2014/10/10/ocalan-ve-demirtas

20 Eylül 2014 Cumartesi

Paralel çete, dinleme kayıtlarını Almanya ve Sırbistan'a kaçırdı



17 Eylül 2014, Star Gazetesi:



Paralel çete, dinleme kayıtlarını Almanya ve Sırbistan'a kaçırdı - 

Güncel



Yasadışı dinlemelerin ortaya çıkmasının ardından harekete geçen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye’yi dinlediği belirlenen Alman gizli servisi BND ile paralel yapı ilişkisini de saptadı. Savcılık binlerce kişiye ait dokümanın yer aldığı arşivi bulmak için Avrupa’da iz sürüyor.



Paralel çete, dinleme kayıtlarını Almanya ve Sırbistan'a kaçırdı


Bosna'daki soykırımda da ortak iş tuttukları Sırbistanda da dinleme kayıtlarını saklayan Almanya'nın paralel yapıyla işbirliği haberi için bkz:







Almanlar Soykırımı Sever!-Herero soykırımı.

20. yüzyılın ilk soykırımını Almanlar yapmıştır. Kendi zulümlerine direndiklerinden ötürü Hereroları ve Namaları adi yöntemlerle katleden Almanlar, Abdülhamid Han’ın tasfiyesiyle başsız kalan Osmanlı’daki Ermeni Tehcirinin, ‘Enver taşeronuyla’, mimarıdır hatta uygulayıcılarıdır. Çanakkale’de bir Osmanlı neslinin kaybolmasına, savaşın uzaması ve bunun kendilerine yaraması açısından, sinsice sebep olan Almanlar, kendilerine emanet edilen Türk askerlerinin ‘bir günde makineli tüfek üstüne 200 metre taarruz sebebi binlerce şehit’ vakalarında telef olmasına sebep olmuşlardır. En bilineni ‘’Yahudi soykırımı’’nın yanında iki yüz elli bin Boşnak’ın da katledilmesinin arkasında, Balkanları istikrarsızlaştırarak ve orada etkili olma ve orayı ezme planları doğrultusunda, Almanlar vardır. ‘’Avrupa’nın ortasında’’ (ki tam da onlara yakışır) bir soykırım yapılmıştır.

Almanların vahşiliğinin literatürlerine işlemiş hali Vernichtungskrieg in Afrika’da 1904-1905 tezahürü Herero ve Nama katliamı için bkz:  


Almanlar onlara da aynı şekilde davranarak 65,000 Herero'yu (toplam nüfuslarının %80) ve 10,000 Nama'yı (toplam nüfuslarının %50) yok ettiler.
Katliamda en çok kullanılan yöntem ise asileri çöle sürüp orada susuzluktan ya da önceden zehirlenmiş içme suları ile öldürmekti.
1985'te, BM'nin Whitaker Raporunda Almanların Herero ve Namalara Guney-Batı Afrika ya da şimdiki adıyla Namibya'da gerçekleşen bu olayları 20 yy.'da gerçekleştirilen ilk soykırım hareketi olarak değerlendirmiştir. (…)

(…)Almanya'dan gelenleri o zamanki yönetim yerlilerden zorla alınan topraklara yerleştirme politikası güdüyordu. Eşitlik ve adaletten uzak politikaların yerli halk üzerinde uygulanması ve bölgede köleciliğin başlaması üzerine büyük bir memnuniyetsizlik başladı. Tarıma müsait toprakları alan Almanlar, ayrıca bölgede bolca bulunan elmasları da kontrol etmek üzere madenlere el koymaya başladılar. (…)

Ben, Alman kuvettlerinin muzaffer komutanı, bu mektubu Herero halkına gönderdim... Bilesiniz ki tüm Hererolar burayı terkedecektir. Alman sınırları içinde bulunacak silahlı ya da silahsız her Herero, bir hayvanla beraber olsun olmasın, vurularak öldürülecektir. Şu andan itibaren karınızı ya da çocuğunuzu da bu topraklarda istemiyoruz. Onları da ya süreceğim ya da vuracağım. Hererolarla ilgili kararım budur.

 ‘’Almanlar her Herero'ya bir numara verdiler ve kamplarda ya da çalışarak ölen her Herero'nun kaydını düzenli bir şekilde tuttular. Kamplardan çalışmak üzere Alman firmalarına gönderilenlerin ölmelerine göz yumuluyordu. Ağır çalışma koşulları, hastalıklar ve kötü beslenme yüzünden Herero'ların nüfuslarının %50-%80'nin yok olduğu sanılmaktadır.’’

(…)1908'de Alman idaresinin tekrar kurulmasına dek 100,000 insanın öldüğü sanılmaktadır. Olaylarda 19,000 Alman askerinin yer aldığı düşünülmektedir.(…) 


(…)Cologne Universitesinden Hollandalı tarihçi Jan-Bart Gewald, Alman babalardan olan binlerce çocuk için özel kurulan bazı toplama kamplarından bahsetmiştir. Erkeklerinin çoğu öldüğünden kadınlar ve genç kızlar, Alman askerlerine seks kölesi olmaya zorlanmışlardır.